ACAR Eğitim Kurumları

Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Mesut ACAR'ın 25 Ocak 2021 tarihli röportajı.

Acar Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Acar, uzun süredir Yalova gündeminde yer alan ve akıbeti merak konusu olan Dere Ağzındaki bina ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bina ilgili sürecin yaklaşık 6 yıldır devam ettiğine dikkat çeken Acar, kendi üzerine düşen tüm yükümlülükleri tamamlamasına karşın son dönemde sürecin ilerleyişinin yasalara uymadığını ve sorumlunun Yalova Valisi Muammer Erol olduğunu dile getirdi.

Söz konusu bina ile ilgili yasal süreç tamamlanmadan tekrar ihaleye çıkılması ile ilgili tepkilerini dile getiren Acar, “Dere Ağzı’ndaki bina ile ilgili olarak Yalova Merkez Köylere Hizmet Götürme Birliği ve Yalova Acar Eğitim Öğr. Hiz. Yay. Dan. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan Arabuluculuk Belgesi’ne istinaden bu binanın Yapı Kayıt Belgesi’ne ve Tapu Harcı’na toplam 400 Bin Lira nakit parayı 2019 yılında ödedim.

Bu arabuluculuk belgesi Yalova Valisi Muammer Erol’un tek tek tüm maddelerini hazırlattığı bir belgedir. Ben bu sözleşmeye satırı satırına uydum. Bu sözleşmede de söylenen tüm harcamaları gerçekleştirdim. Söz konusu binanın sadece güçlendirmesine 4.5 Milyon harcadığım, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin bilirkişi raporu ile sabittir. Dolayısı ile karbon elyaf ile gerçekleştirdiğimiz güçlendirme çalışmasının tüm iş ve işlemleri bu belgede yer alıyor.

2019 yılında imzaladığımız Arabuluculuk Sözleşmesi’ne göre, ben binanın güçlendirmeleri yapmak ve bina inşaatını bir yıl içinde yapmak zorundaydım ve bunu yaptım. Buradaki 9. Maddede açıkça diyor ki “Binaya ait Güçlendirme Ruhsatı, Bina Ruhsatı ve Tapu Kayıt işlemlerinin, Belediye ve Tapu Dairelerinde yürütülmesi ve takibi amacıyla Kiracıya İdare tarafından yetki belgesi verilmesine karar verilmiştir.” Bu sözleşmenin imzalanmasından bu güne kadar yaklaşık on kere yazılı başvuru yapmama rağmen, Mahkeme Kararı niteliğindeki bu anlaşmaya uymayarak, bana Güçlendirme Ruhsatı başvurusuyla ilgili evrak verilmedi.

Kamu Denetçileri Kurumu’na yaptığım şikayette de bu evrakın 19.11.2020 tarihinde de verilmediği yazılı bir şekilde itiraf edilmiştir. Bu süreç içerisinde de, benim ruhsat alamamakla ilgili olarak bu binadan tahliye edilmemin sorumlusu, tüm evrak ve mahkeme kayıtlarıyla açık olmakla birlikte, Yalova Valisi Muammer Erol’dur. Yaptığı iş tamamen hukuksuzdur, dolayısı ile “Hukukun üstünlüğü mü? Üstünlerin hukuğu mu?” hep beraber yaşayıp göreceğiz.

Buradaki evrakların hepsi resmi evraklardır. Şuana kadar bu binayla ilgili olarak cebimden çıkan rakam minimum 7.5 Milyon TL’dir. Aradan geçen 6 yılda kullanamadığım yerin, kanunsuz bir şekilde yeniden ihaleye açıldığını görüyoruz. Buradan tahliye kararımda yazılan sebeplerin müsebbibi zaten bizatihi Valilik olduğu evraklarla çok açık nettir. Bununla ilgili de mahkemeler sürmektedir.

Kaldı ki 4. İdare ve İstinaf Mahkemeleri’nden tahliyemizin durdurulması ile ilgili olarak kararlar elimizde ve mevcuttur. 4. İdare ve İstinaf Mahkemeleri’nden kesinleşmiş temyiz yolu kapalı olan, tahliyenin hatalı olduğuna dair belge açıktır. Bunun dışında sözleşmenin feshi ile ilgili de dava sürmektedir. Sözleşmenin feshi tam da bizim davaya itiraz dilekçemizde yer aldığı gibi, sözleşmemiz Özel Hukuk Sözleşmesi’dir. Özel Hukuk Sözleşmelerinde de “Mahkeme kararı olmaksızın sözleşme feshedilemez” der. Bununla ilgili dava da devam ederken, karara bağlanmamışken, ayrıca açtığım tazminat davası da mevcut iken bu ne aceledir ki aynı yer için tekrar ihaleye çıkılmıştır.

11 tane merkez köyün hakkı bilerek ve isteyerek yenmiş oluyor. Ayrıca Dere Ağzı’ndaki yerin ihalesine 30 Bin TL+KDV olarak çıkılmaktadır, ben burayı 6 yıl önce 36 Bin TL+KDV bedel ile tuttum. 6 yıl önce 36 Bin TL+KDV bedelle tuttuğum yeri, şimdi 30 Bin TL+KDV ile ihaleye çıkmak hangi aklın kerametidir? Ayrıca binaya harcadığım bedel resmi belgelere göre 5 Milyon, binanın eski metruk haline göre şuan ki hali ortadayken; bu bilerek, isteyerek kamuyu zarara uğratmak değil ise nedir?

İhaleyi de Yalova Belediyesinin alacağı bazı kişilerin iletişim sayfalarında yer almaktadır. Bana ruhsat vermemekle yasalara ve mahkeme kararına rağmen direnen, benden önce aynı binada kiracı olan Yalova Belediyesi; daha eskiden Yalova ilçe iken binanın tapusunun da Yalova Belediyesine ait olduğu düşünülürse!!! Bunun adını kamuoyunun takdirine bırakırken, Yalova Belediyesinin kaynaklarının oluşacak mağduriyet sonucu oluşacak tazminatların altına sokmak sorumlularının bileceği iştir.

Dolayısı ile bu ihale yapılır ise tüm sorumlular hakkında yasal işlem yapılacağı açık iken; bilerek, isteyerek 11 tane merkez köyün hakkını yiyerek böyle bir işlem yapmak hangi hukuk ile izah edilebilir?

Bunu Ahmet, Mehmet’e yaparsa hukukta bunun adı nitelikli dolandırıcılıktır. Devlet, vatandaşa yaparsa adı nedir? Bilmiyorum” şeklinde konuştu.